Mecaz-ı Mürsel (düz-değişmece) Nedir? Örnekler, Konu Anlatımı
Bir sözün, benzetme amacı güdülmeden, başka bir söz yerine kullanılmasına mecaz-ı mürsel (düz-değişmece) denir.
Mecaz-ı mürselde de sözler gerçek anlamlarının dışına çıkmaktadır. Bu sanat söylenen ile kastedilen sözcükler arasındaki anlam ilgisine dayanmaktadır.
Çaydanlık kaynıyor, ocağı kapatabilirsin.
Bu cümlede “çaydanlık” sözcüğü “çaydanlıktaki su” anlamında kullanılmıştır; ancak aralarında benzetme ilgisi yoktur.
“Çaydanlık” ile “su” arasında “dış-iç” ilişkisi görülüyor.
Kandilli yüzerken uykularda
Mehtabı sürükledik sularda (Yahya Kemal BEYATLI)
Bu dizelerdeki “Kandilli” sözcüğü “Kandilli halkı” anlamında kullanılmıştır. “Yer adı – halk” ilişkisine dayalı bir mecaz-ı mürsel yapılmıştır.
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl (M. Akif ERSOY)
“Hilal” sözcüğü “bayrak” anlamında kullanılmış. “Parça” söylenerek “bütün” kastediliyor.
Evet, oğlum Hoca sevmezdi, bilirim sarayı
Ama sövmezdi de hoşlanmadığından dolayı (M. Akif ERSOY)
Şair, “saray” sözcüğü ile “padişah”ı kastediyor. “Saray” sözcüğü böylece gerçek anlamının dışında kullanılmış oluyor.